Ortadoğu’da tansiyon zirvedeyken, Gazze’de kalıcı bir barış umudunu yeşertmek için diplomatik çabalar en üst düzeye çıktı. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, gündeme bomba gibi düşen bir açıklama yaparak, Türkiye’nin bugün Gazze için yapılacak kritik arabuluculuk toplantısına katılacağını duyurdu. Bu gelişmenin hemen ardından MİT Başkanı İbrahim Kalın, uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği görüşmeler için Katar’ın başkenti Doha’ya hareket etti.
Diplomasi trafiği, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın dün akşam İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından hız kazandı. Trump, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Gazze için hazırlanan yeni barış planını kabul ettiğini ilan etti. Bu açıklama, bir anda tüm gözlerin planın diğer muhatabı olan Hamas’ın vereceği yanıta çevrilmesine neden oldu.
Hamas kanadından plana ilk tepki, üst düzey yetkili Mahmud Merdavi’den geldi. Merdavi, planın maddelerinin belirsizliklerle dolu olduğunu ve uygulanabilirliğine dair hiçbir garanti sunmadığını vurguladı.
Merdavi, yaptığı açıklamada, “Hamas ve direnişin nihai hedefi tam bağımsızlık ve özgürlüktür. Bu plan, Filistin Devleti’nin tanınmasına yönelik uluslararası ivmeyi kırma girişimi olabilir. Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını içermeyen ve onları katliamlardan korumayan hiçbir teklifi kabul etmeyeceğiz. ABD’nin teklifini tüm detaylarıyla gözden geçirip diğer Filistinli gruplarla ortak bir karar alacağız,” ifadelerini kullanarak net bir tavır ortaya koydu.
Beyaz Saray tarafından detayları paylaşılan ve Netanyahu’nun onay verdiği belirtilen 20 maddelik plan, hem radikal değişiklikler hem de tartışmalı unsurlar içeriyor:
Güvenlik ve Silahsızlanma:
Yönetim ve Yeniden İnşa: 5. Teknokrat Hükümeti: Gazze, “Barış Konseyi” adı verilen ve Donald Trump başkanlığında toplanacak uluslararası bir kurul tarafından denetlenen, teknokrat ve tarafsız bir Filistin komitesi tarafından yönetilecek. 6. Ekonomik Canlanma: Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası fonlar harekete geçirilecek, özel bir ekonomik bölge kurulacak ve yatırımlar teşvik edilecek. 7. Hamas’ın Rolü: Hamas ve diğer gruplar, doğrudan veya dolaylı olarak yönetimde hiçbir rol almayacak.
İnsani ve Siyasi Adımlar: 8. Derhal Ateşkes: Planın kabulüyle birlikte savaş anında sona erecek, İsrail güçleri belirlenen sınırlara çekilecek. 9. Rehine ve Tutsak Takası: 72 saat içinde tüm rehineler (canlı veya ölü) iade edilecek. Buna karşılık İsrail, 250’si müebbet hapis cezası almış 1950 Filistinli tutukluyu serbest bırakacak. 10. Hamas Üyelerine Af: Silah bırakmayı kabul eden Hamas üyelerine af tanınacak, Gazze’den ayrılmak isteyenlere güvenli geçiş sağlanacak. 11. İnsani Yardım: Refah sınır kapısı dahil tüm geçişler açılarak, BM ve Kızılhaç koordinasyonunda Gazze’ye tam kapsamlı insani yardım akışı sağlanacak. 12. Devlet Kurma Yolu: Filistin Yönetimi’ndeki reformlar ve Gazze’deki istikrar sağlandıkça, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı ve devlet kurma yolunda “inandırıcı bir yol” için koşulların oluşabileceği belirtiliyor.
(Planın diğer 8 maddesi de benzer şekilde güvenlik, yeniden inşa ve yönetişim detaylarını içermektedir.)
Türkiye’nin MİT Başkanı İbrahim Kalın aracılığıyla bu kritik toplantıya katılması, Ankara’nın hem Filistin davasına olan sarsılmaz desteğini hem de bölgedeki dengeleyici ve yapıcı rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye’nin masada olması, anlaşmanın garantörlüğü, insani yardımın koordinasyonu ve adil bir çözüm bulunması konularında önemli bir ağırlık oluşturabilir. Önümüzdeki saatlerde Katar’dan gelecek haberler, sadece Gazze’nin değil, tüm Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirecek.
Hilal Cebeci’den Güllü’nün Cenazesinde Ortalığı Ayağa Kaldıran Sözler: “İkiyüzlüler!”