Gazze’de masum sivilleri hedef alan ve bölgeyi kan gölüne çeviren İsrail, tansiyonu en üst seviyeye taşıyan bir hamleyle şimdi de Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Kudüs’ün statüsüne ilişkin provokatif sözlerine Ankara’dan yanıt, tarihe geçecek nitelikte oldu. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Netanyahu’yu “soykırım şebekesinin başı” olarak nitelendirerek, sözlerinin “yok hükmünde” olduğunu ilan etti.
Netanyahu’dan Gazze Saldırıları Altında Skandal “Kudüs” Çıkışı
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik kara saldırılarını yoğunlaştırdığı saatlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD’li siyasetçi Marco Rubio ile Kudüs’te kameraların karşısına geçti. Uluslararası hukuku ve tarihi hiçe sayan bir tavırla doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Netanyahu, şu skandal ifadeleri kullandı:
“Biz buradayız. Kudüs bizim şehrimiz. Sayın Erdoğan, bu sizin şehriniz değil. Bu bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak ve bir daha asla bölünmeyecek.”
Netanyahu’nun bu sözleri, sadece diplomatik bir krizi değil, aynı zamanda İsrail’in bölgedeki yayılmacı ve saldırgan politikalarını da bir kez daha gözler önüne serdi.
AK Parti’den Jet Hızında ve Sert Tepki: “O Sözler Yok Hükmündedir!”
Netanyahu’nun küstah açıklamalarına Ankara’nın yanıtı gecikmedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı’na en sert ifadelerle yüklendi. Çelik’in açıklamaları, Türkiye’nin konuya bakışını net bir şekilde ortaya koydu:
“Soykırım şebekesinin başkanı Netanyahu’nun Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan sözleri yok hükmündedir. Netanyahu’nun, insanlığın ortak değeri Kudüs’ü kendi mülkü zanneden hezeyanları, insanlığın tüm değerlerine düşmanlık ifade ediyor. Bu sözler insanlık düşmanı fanatizmin insanlara ve değerlere dönük soykırımcılığının yeni bir suçunu teşkil ediyor.”
Çelik, açıklamasının devamında tüm dünyayı bu tehdide karşı birleşmeye çağırarak, “İnsanlık bu şebekenin tehdidi altındadır. Bunlara verilecek cevabın insanlık ittifakının cevabı olması gerekir” ifadelerini kullandı.
Gerilimin Perde Arkası: Tehditler ve Tarihi Hediye
İki ülke arasındaki gerilim, bir süredir tırmanıştaydı. İşte son dönemde yaşanan ve bugünkü krizi tetikleyen kilit gelişmeler:
Erdoğan’dan Yaptırım Çağrısı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa süre önce Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) – Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde tüm dünyaya seslenerek Gazze’deki katliamlar nedeniyle İsrail’e karşı somut yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunmuştu.
Suikast ve Tehditler: İsrail’in 9 Eylül’de Katar’daki bir Hamas yetkilisine düzenlediği suikastın ardından İsrail medyasında ve güvenlik çevrelerinde Türkiye’nin de “hedefte” olduğuna dair üstü kapalı tehditler savrulmuştu.
Patrikten Anlamlı Hediye: Tüm bu gerilimin ortasında, geçtiğimiz Pazar günü çok anlamlı bir gelişme yaşanmıştı. Kudüs Rum Ortodoks Patriği Theofilos Giannopoulos, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tarihi bir hediye takdim etmişti. Bu hediye, Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethettiğinde Patrik Sophronios’a verdiği ve şehirdeki tüm inançların özgürlüğünü garanti altına alan güvence belgesinin (emanname) bir kopyasıydı. Bu hediye, Türkiye’nin Kudüs’teki tarihi ve birleştirici rolüne yapılan sembolik bir vurgu olarak yorumlanmıştı.
Netanyahu’nun açıklamaları, Türkiye’nin bölgede artan diplomatik etkinliğine ve Kudüs’ün tarihi, çok dinli kimliğini savunmasına bir yanıt olarak görülüyor. Ankara’nın sert ve net tavrı ise, Türkiye’nin Filistin davasına ve Kudüs’ün statüsüne olan bağlılığından en ufak bir taviz vermeyeceğinin altını çiziyor.
Bir Polis Daha Canına Kıydı! Emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz Sessiz Kalmadı