04 Ekim 2025 Cumartesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda mahkeme kararıyla başlayan kayyum krizi, siyasi bir restleşmeye dönüşerek şehri hareketli bir hafta sonuna sürükledi. Görevden alınan yönetimin direniş kararı ve kayyum heyetinin göreve başlama ısrarı arasındaki gerilim, İstanbul Valiliği’ni harekete geçirdi. Pazartesi yaşanması beklenen olası arbede öncesi, aralarında il başkanlığının da bulunduğu 6 kritik ilçede 3 gün boyunca her türlü eylem ve gösteri yasaklandı.
İstanbul, son yılların en dikkat çekici siyasi ve hukuki düğümlerinden birine sahne oluyor. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 8 Ekim 2023 tarihli il kongresine yönelik açılan bir dava kapsamında verdiği ara kararla mevcut il başkanı Özgür Çelik ve yönetimini tedbiren görevden alması, başkent siyasetini sarsan bir deprem etkisi yarattı. Kararın yankıları sürerken, mahkemenin il yönetimine geçici bir heyet ataması ve bu heyetin başına, bir süre önce CHP’den ayrılan ve Genel Başkan Özgür Özel tarafından “partiden ihraç edildiği” açıklanan Gürsel Tekin’i getirmesi, krizi daha da derinleştirdi.
Taraflar Cepheleşti: “İzin Vermeyeceğiz”
Mahkeme kararının ardından Gürsel Tekin’in görevi kabul edip Pazartesi günü il başkanlığına gideceğini duyurması, ipleri tamamen gerdi. CHP Genel Merkezi ve görevden alınan Özgür Çelik yönetimi, bu atamayı “siyasi bir operasyon” olarak nitelendirerek tanımadıklarını ve Tekin’in binaya girmesine izin verilmeyeceğini net bir dille ifade etti. Bu sırada, Tekin’in başkanlığındaki geçici heyette yer alan Hasan Babacan ve Müjdat Gürbüz gibi isimlerin görevden çekildiklerini açıklaması, kayyum heyetinin meşruiyet tartışmalarını daha da alevlendirdi.
Olası bir fiziki engelleme ve partililerin il başkanlığı önünde toplanma ihtimaline karşı, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın bulunduğu Kağıthane ve çevresine yüzlerce çevik kuvvet polisi sevk edildi.
Valilikten Kritik Hamle: 6 İlçede “Yasak” Kararı
Siyasi gerilimin tırmanması üzerine İstanbul Valiliği, kamu düzenini ve güvenliği gerekçe göstererek kritik bir karar aldı. Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüpsultan, Kağıthane, Sarıyer ve Şişli ilçelerini kapsayan geniş bir alanda, 7 Eylül Pazar akşamından 10 Eylül Çarşamba gece yarısına kadar 3 gün süreyle eylem yasağı ilan edildi. Valilik açıklamasında, miting, basın açıklaması, oturma eylemi, stant açma ve gösteri yürüyüşü gibi her türlü etkinliğin yasaklandığı belirtildi.
Vali Gül: “Mahkeme Kararının Engellenmesi Suçtur”
İstanbul Valisi Davut Gül, yasak kararının gerekçesini, mahkemenin atadığı geçici kurulun görevini yapmasının engellenmesine izin vermeyeceklerini belirterek açıkladı. Gül, “Mahkemece görevlendirilen Geçici Kurul, il başkanının tüm yetkilerine sahiptir ve görevlerinin engellenmesi hukuken cezai yaptırım doğuracaktır. Vatandaşlarımızı yasa dışı toplantılara davet etmek suç teşkil etmektedir,” ifadelerini kullanarak, tüm İstanbulluları sağduyulu olmaya çağırdı.
Özgür Çelik’ten Sert Yanıt: “Kendi Evimize Gelmemiz Engellenemez”
Valiliğin kararına ilk ve en sert tepki, mahkeme tarafından görevden alınan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ten geldi. Kararı “hukuksuz” olarak niteleyen Çelik, “CHP İstanbul İl binamız halkın evidir. CHP üyelerinin kendi evlerine, kendi partilerine gelmesi bir gösteri ya da eylem değil, en doğal hakları ve görevleridir. Asıl suç, üyelerimizin kendi evlerine gelmesinin engellenmesidir,” diyerek direniş sinyalini verdi.
Şimdi tüm gözler, Pazartesi günü CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanacaklara çevrilmiş durumda. Gürsel Tekin’in il binasına gidip gitmeyeceği, mevcut yönetimin ve partililerin nasıl bir tavır sergileyeceği ve güvenlik güçlerinin olası bir gerginliğe nasıl müdahale edeceği merak konusu. İstanbul, hukuki bir kararın siyasi bir krize nasıl dönüştüğünü ve taraflar arasındaki güç mücadelesinin sonucunu yakından izliyor.